“…..Ona küçük sürprizler yapın, birbirinizi şaşırtın, evlilik ve aşk hayatınız bu şekilde canlı ve heyecanlı tutun………..” tavsiyelerini yanlış ya da işine geldiği gibi anlamış bir kadın vatandaşımız gidip eşinden habersiz evin kapısının kilidini değiştirmiş efendim.
Düşünsenize sabah kalkıyorsunuz ve sosyal medyada fenomen olan kardeşimiz gibi “….O yastıktan kafamı kaldırıyorum efendim. Bakıyorum güneşe, 'Evet' diyorum, 'Doğdu güneşim.' Tık elimi yüzümü yıkıyorum; güzel bir şarkı, güzel bir banyo... Üstümü başımı giyiniyorum, sağlam bir kahvaltı, modumu yakalıyorum tabi…….” diyorsunuz ve kalkıp işinize gidiyorsunuz. Akşam eve bi geliyorsunuz ve sürpriiiiz ! anahtar kapıyı açmıyor. Haydaaa. Kafanızı bir daha kaldırıp yahu acaba yanlış kata mı çıktım diyorsunuz ama hayır. Evinizin önündesiniz. Evin önündeki paspas bile aynı paspas. Ama anahtar kapıyı açmıyor. Eşinizi arıyorsunuz ve telefonlara bakmıyor yahut artık bu eve giremezsin seni şikayet ederim falan filan diyor. Başınıza gelmesin de gelirse ne yaparsınız ?
Olayımızda bizim adam boşanma davası açmış beyler bayanlar. Haklı mı peki ? Aşağıda inceleyelim o halde ?
İşin şakası bir yana bu eylem muziplik olsun diye yapılmış bir eylem değil elbette. Kadın artık adamı net bir şekilde istemediğini bu olayda böyle bir eylemle göstermiş.
Türk Medeni Kanunu’nda 185.maddede eşlerin evlilik süresince birlikte yaşamaları zorunlu kılınmıştır. Buna göre
“……Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar………”
Tabi eşlerin birlikte yaşamaya ara vermek isteyebileceği veya artık birlikte yaşamalarının kendilerinden beklenemeyeceği hallerde kanunda sayılmıştır. Eşinde bulunmaması onunla birlikte yaşamayı kendisi için çekilmez bir duruma sokacak derecede önemli bir nitelikte yanılarak evlenmişse, eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece, birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa gibi örnek olarak saydığımız durumlarda eşler ayrı yaşama hakkı sahiptir
Ancak sayılan ve haklı kabul edilebilecek benzer durumlar olmaksızın eşlerden birinin evin kilidini değiştirmesi Medeni Kanun’un bu konudaki kuralına aykırı bir hareket olarak kabul edilir. Yani haklı sebep olmaksızın eşin evin kilidini değiştirmesi, diğer eşi eve almamak, evden uzaklaştırmak amacını taşıyacaktır. Ancak yukarıda da değindiğimiz üzere evin kilidinin değiştirilmesi, evlilik birliğinin zorunlu kıldığı birlikte yaşama yükümüne aykırı davranma niyetiyle yapılmamış olabilir.
Boşanma davasının tahkikat aşamasında, eşin evin kilidini değiştirme amacı da araştırılmalıdır. Somut olaya göre hareket edilecektir elbet. Ancak haklı sebep olmaksızın eşi evden kovmak, eşi eve almamak kusurlu davranışlardır.
Konuya ilişkin Yargıtay Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/3256 E. 2016/10777 K. 01.06.2016 tarihli kararında
“……….Davacının sadakatsiz davranıp eşinin eve dönmemesi için kapı kilidini değiştirdiği, buna karşılık kadının da eşine hakaret ettiği için erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek boşanma kararı verilmiştir. Davacının kusurlu davranışları arasında sayılan sadakatsizlik eylemi tahkikat aşamasında ileri sürülmüş olup hükme esas alınamaz. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının, davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ağır kusurlu kabul edilerek davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi isabetsizdir……….”
Diyerek belirtilen eylemi ağır kusurlu hareket olarak saymıştır.
Evin Kilidini Değiştirmek Suç Teşkil Eder mi ?
Yukarıda detaylı açıkladığımız üzere haklı sebep olmaksızın evin kilidini değiştiren eşin bu eyleminin boşanma sebebi olduğu ortaya çıktı. Peki bu bir suç mudur ? Yani işin ucunda hapis var yolu var mı? Yok artık demeyin, öfkeyle kalkan zararla oturur, bin düşün bir söyle, milyon düşün ondan sonra bir eyleme kalkış. Evet bu bir suçtur. Suçun adı kötü muamele suçudur.
Türk Ceza Kanunu
Kötü muamele
Madde 232- (1)”……. Aynı konutta birlikte yaşadığı kişilerden birine karşı kötü muamelede bulunan kimse, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır………..”
İşin enteresan ve çetrefilli yanını söyleyeyim; Kötü muamele suçu, şikayete tabi suçlar arasında yer almadığından savcılık tarafından resen soruşturulur, bu suçlara dair herhangi bir şikayet süresi yoktur. Kamu davasına şikâyetçi olarak müdahil olan herhangi bir kimse varsa bile şikâyetten vazgeçme ceza davasının düşmesi sonucunu doğurmaz. Yani haklı bir sebebi olmadan evin kapısının kilidini eşinden habersiz değiştirenin vay haline. Eşin peşini bıraksa devlet bırakmıyor bilesiniz a dostlar.
Anlattıklarımız size belki yorumunuz böyle bu sizin düşünceniz avukat bey gibi gelebilir. Hayır efendim alın size Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/9640 E. 2020/1752 K. Sayılı güncel bir kararı ;
“………Sanığın, resmi nikahlı eşi olan katılan ile aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle evde olmadığı sırada kapı kilidini değiştirdiği ve katılanın eve girmesini engellediği olayda, eyleminin TCK'nın 232/1. maddesinde düzenlenen kötü muamele suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA……” demiştir. Bunu diyerek böyle eylemde cezayı vereceksin neden beraat veriyorsun diyor sayın Yargıtay.
Evin Anahtarını Değiştiren Eşten Tazminat İstenebilir Mi ?
Yahu Avukat Bey ne yapmış bu adam ne yapmış? Adam mı öldürmüş, hırsızlık mı yapmış ? Siz de olayı ne büyüttünüz demeyin. Hukukun kalbi yoktur, sızlatır der geçerim. Bu eylem yani haklı bir sebebi olmaksızın diğer eşin rızası olmaksızın evin kilidini değiştiren eş yukarıda değindiğimiz üzere boşanmada ağır kusurlu sayılan bir eylem yapmış ve aynı zamanda suç işlemiş olacaktır. Haliyle bu durum diğer eş açısından manevi tazminat talebinde bulunabilme hakkını da ortaya çıkarmaktadır.
Bizden size tavsiye, öfkede akıl olmaz, bir eyleme kalkışacaksanız bunu uzun uzun düşünün. Hele ki bu evliliğinizle ya da evliliğinizi sonlandırma ile ilgili ise. Mümkün mertebe evliliği korumaya ayakta tutmaya gayret etmeli, psikolog, aile terapisti ve diğer uzmanlardan yardım alınmalı. Olmuyorsa son çare boşanacaksak da önce bir hukukçu ile tüm durumları analiz edip ona göre yol haritası çıkarmalı. Kendi başına düşünmeden hareket eden başını taşlara vurur da anladığında iş işten geçmiş olur.
Faydalı olması dileğiyle. Saygılarımla…