Evlilik birliğinin sona erme şekillerinden belki de en acı veren boşanma şekli zina
olabilir. Elbette somut olaya göre değişmekle birlikte ihanet yüzünden sona eren bir evlilik çok can yakar. İnsanın hazmetmekte zorlanacağı en zor olayların başında aldatma eylemi zina gelir. Kolay da değildir. Allah kimseye yaşatmasın.
Nafaka mevzusuna gelmeden önce kısaca boşanma sebeplerinden Zina hakkında
kısaca bilgi vermekte fayda vardır.
Zina mutlak bir boşanma nedenidir. Yani ispat edilirse bunun lamı cimi yok, hakim
boşamak zorundadır. Evliliğin devamı için bir fırsat veriyorum, gerekirse bir müddet ayrı
yaşayın şeklinde bir karar da verilemez. İspat edildi ise hakim boşamak zorundadır.
Kanun maddesine bakalım
TMK md.161 : “…………….Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası
açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur……………………”
Zina kanun nezdinde de ağır kusurlu bir eylemdir. Affedip etmemek tarafların bileceği
iştir elbette. Ama affetmeyen tarafa niye diye sorulmaz ve kanun da bu kişiyi korur.
Bir de tedbir nafakası hakkında kısaca bilgi verelim;
Tedbir Nafakası: Boşanma davası açılmadan önce veya açıldıktan sonra herhangi bir
eşin veya ergin olmayan çocukların (18 yaşından küçük çocuklar) geçinmesini sağlamak
üzere hükmedilen nafaka türüdür. Bu nafaka türünde esasen kusurlu kusursuz bakılmaksızın dava sürecinde yaşanabilecek olası mağduriyetleri engellemek amacıyla adı üstünde tedbiren eşlerden birine ödeme yükümlülüğü doğar. Dava bitince tedbir nafakası da kendiliğinden kalkar.
Türk Medeni Kanunu Madde 169
“…………..Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince
gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve
çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır…………..”
Bu madde tedbir nafakasının kanuni dayanağıdır. Ve zina öyle ağır bir eylemdir ki
normalde kusurlu-kusursuz ayrımına dahi girilmeksizin verilen tedbir nafakasında dahi
Yargıtay zina yapan eş yararına tedbir nafakası verilemeyeceğine karar vermiştir. Burada bir yanlış anlaşılma olmaması açısından önemle belirtelim, bu durum çocuklar ile ilgili değildir.
Her şart altında dava devam ederken çocuklar yararına tedbir nafakası verilebilir. Anne
babanın ne yaptığı ya da kimin kusurlu olduğu çocukları ilgilendirmez. Çocuklar yararına
tedbir nafakası verilecektir. Bu dediğimiz bir de dava devam ederken eş yararına verilen
tedbir nafakasıdır. Eş zina yaptı ise kendisi için tedbir nafakası alamayacaktır.
Konu hakkında güncel tarihli Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4971 E. ,
2022/6857 K. Sayılı kararında özetle
“…………………Dava, erkek tarafından açılan Türk Medeni Kanunu'nun 161.
maddesinde düzenlenen zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davası olup, bölge adliye mahkemesince tarafların dava tarihinden sonra barışarak bir müddet birlikte yaşamaları nedeniyle davacı erkeğin kadının zina eylemini affettiği, affedilen eylemlerin boşanma gerekçesi yapılamayacağı belirtilerek davanın reddine, davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca, sosyal ekonomik durum tespitinin yapıldığı 08/06/2018 tarihinden itibaren kararın kesinleşmesine kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmiş, hüküm yukarıda sınırlandırıldığı şekilde davacı erkek tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamından, davalı kadının, dava tarihinden
sonraki dönemde erkek tarafından affa uğrayan zina eylemine konu başka bir erkekle olan birlikte yaşamının bir müddet daha devam ettiği, bu durumda evli olmaksızın başka bir erkekle birlikte yaşayan kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesi koşullarının gerçekleşmediği gözetilmeksizin yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir………………..”
Ancak her zaman dediğimiz gibi somut olayın özelliklerine iyi bakmak gerekir.
Mevcut Yargıtay kararında evli olmasına rağmen başka bir erkekle yaşamaya devam eden
kadın yararına tedbir nafakası verilemeyeceği işlenmiştir. Devam edegelen bir zina hali yoksa ancak geçmişteki zina eylemi nedeniyle dava açılmışsa dava devam ederken tedbir nafakası verilmesi pekâlâ mümkündür. Nitekim süregelen bir zina eylemi yoksa hakim geçmişte yapıldığı iddia edilen ve boşanmaya gerekçe gösterilen zina eylemine dayanarak tedbir nafakası verilmez derse ihsası rey yapmış olur. Çünkü tedbir nafakasında eşlerin kusuru veya kusursuzluğu aranmaz. Adı üstünde tedbiren verilir. Eğer kişi haksızsa dava bittiğinde başkaca bir nafakaya hükmedilmez ve dava süresince aldığı tedbir nafakası dışında ek kazanımı olmaz. Ancak yukarıdaki olaydaki gibi hem gidip daha evliyken başka biriyle yaşayan kişi hem de tedbir nafakası isteyemez. Gayrı resmi birlikte yaşadığı kişi nu eşin ekonomik ihtiyaçlarını da zaten karşılıyordur varsayımı ile hareket edilir ve böyle davranan eşe tedbir nafakası verilmez.
Sadakat pek kıymetli bir haslettir. En çok da sadık kalana fayda verir. İzzeti nefsini
korumak isteyen, kendisine saygısı olan, biraz da Allah korkusu olan eşine,işine,ailesine ve
dostlarına sadık kalır. Geçici heveslere kapılan ve sadakati kaybeden zarar eder, öz saygısını da yitirir ve etrafını da kaybeder, bizden uyarması. Faydalı olması dileğiyle. Saygılarımla….