Değerli okurlar, öncelikle geçmis bayramınızı (hem Ramazan Bayramınızı hem isçi
bayramınızı) tebrik ederim, sağlıkla, huzurla çok bayramlar görelim.
İhtarname süreci sonrası ise devam edip etmemek, yapılması gereken hususlar
uygulamada bizlere sıklıkla sorulan bir sorular arasında yer almaktadır. Kafa
karışıklığını gidermek için birkaç kısa izah yaparak konuya girelim.
İhtarname “Bir alacağın yazılı olarak (genellikle noter kanalıyla) talep edilmesi,
hakkının ödenmemesi halinde karşılaşabileceği hukuki sonuçlarının dava öncesinde
son kez hatırlatılması” dır.
İş ilişkisini, İşçi:
Evlilik,
Askerlik,
Emeklilik,
3600 gün 15 yıl hizmet süresini doldurması,
Maaşlarının ödenmemesi
Gibi nedenlerle sonlandırırken sebebini ve ne istediğini açık olarak noter kanalıyla
bildirmesinde büyük hukuki faydalar vardır. Bu kapsamda örneğin İş Kanunu
uyarınca:
“Kadının evlendiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde kendi isteği ile işten ayrılması”
Talebini sonraki aşamalarda net bir şekilde ispat sorunu yaşamaması için noter
kanalıyla bildirmelidir.
İhtarnamenin Önemi
İşçi, işverenine göndereceği ihtarname ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla
mesai alacağı, ücret alacağı, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacağı vs. gibi
işçilik alacaklarını istemelidir.
Bu halde işçinin işçilik alacakları hakları zayi olmayacak ve fesih ile ilgili uyuşmazlık
mahkemeye intikal ettiğinde iddianızdaki samimiyetinizi arttıracaktır.
Çünkü işçilik alacağı davalarına bakan Yargıtay 9.Hukuk Dairesi;
İşçinin noter ihtarnamesiyle alacaklarını istemesi halinde işçinin alacak miktarını
yazmasının şart olmadığını, sadece haklarını istemesinin yeterli olduğuna karar
vermiştir.
İhtarname başka hangi halde gerekir ?
Bir kısım işverenler, mobbing uygulamakta; yani işçisine yönelik tekrarlanan şekilde
psikolojik baskı uygulamaktadır. Bu yöntemle işveren; işçisine tazminat ödemeden
işçinin işyerinden istifa ederek ayrılmasını amaçlamaktadır.
İşte bu noktada; işyerindeki psikolojik baskı, tacize son verilmesi yönünde işçinin
işverenine ihtarname çekmesi yerinde olacaktır.
İhtarname bakımından uygulamada sıklıkla şahit olduğumuz başka bir husus
şudur;
İşveren, işçisinin tazminat almaması için genellikle devamsızlık yaptığını iddia
etmektedir.
Bu durumlarda genellikle işveren işçisinin iş akdini zaten feshetmiştir. Fakat feshine
kılıf hazırlamak için yani işçini işten kovmasına rağmen
“işe gelmedi, devamsızlık yaptı”
Şeklinde tutanak tutturup, noterden devamsızlık sebebini bildirmesi aksi halde iş
akdini feshedeceği şeklinde ihtarname göndermektedir.
İşte işçi, bu ihtarnameye karşı savunmalarını yasal süresi içinde yazılı olarak yine
noter kanalıyla işverenine bildirmelidir. Bu örneklerin sayısını artırmak mümkündür.
Özetle şunu demek isteriz ki; dava öncesinde işçinin haklarına kavuşması için tedbir
alması gerekir. İşte bu noktada ihtarname çok önemli fonksiyon icra etmektedir. Aksi
halde işçi mahkemede dava açsa dahi haklarına kavuşamaması ihtimal dahilindedir.
Nasıl ki ağır bir kaza anında ilk yardım hayat kurtarıyorsa; ihtarname de dava
öncesinde yapılan ve dava hayat kurtaran ilk yardım gibidir. Son olarak önemli
belirtelim ki; davadaki “savunmanın temel omurgası” ihtarname ile kurulacağından
“Davayı açacak işçi avukatı eliyle” ihtarnamenin çekilmesi gerekir.
İhtarnamenin çekilip çekilmeyeceğine, içeriğine avukatın karar vermesi en doğru
olanıdır.
İşçiye ya da işverene ihtarname noterden mi olmalı?
İster işçi ve isterse işveren olsun, ortada ihtarname çekilmesini gerektirecek bir
durum var ise, önemli bir husus var demektir. ihtarname İş Hukukunda, sahip olunan
bir hakkın korunması için devreye giren bir yöntemdir.
Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. İşçi, işverene ihtarnameyi postane kanalıyla
takipli olarak gönderse ve bu gönderinin yerine ulaştığını ispat etse dahi işveren
gelen zarf içinin boş olduğunu iddia edebilir. işçinin, bu ihtarnameyi zarfa koyduğunu
kanıtlaması için fazladan çaba sarf etmesi gerekecektir.
Halbuki ihtarnameyi noter kanalı ile gönderse idi, hem işverene ulaştığını hem de
içeriğini %100 ispatlayabilecekti. Noter kanalı ile çekilen ihtarname elbette daha
pahalıya gelecektir. Ancak dava konusu olması muhtemel hakkın önemine göre
noterin tercih edilmesi davada ilgili tarafa kolaylık sağlayacaktır.
Özellikle işçi için maddi durumu göz önüne alındığında PTT kanalı ile de ihtarname
çekildiği görülmektedir. Bu şekilde ihtarname çekildiğinde iadeli gönderilmeli, zarf
üstüne yapıştırılan ve bir sureti de alınan etiketli kağıda gönderinin içeriğinin
ihtarname olduğu muhakkak yazılmalıdır.
Ama mümkünse, hakların zayi olmaması için tekrarlıyoruz noter kanalıyla ihtar tercih
edilmelidir.
İhtarname çekildikten sonra işe gidecek miyiz ?
Uygulamada sıklıkla yaşanan kafa karışıklığı arasında ihtar çekildikten sonra
ihtarname isyerine ulaşana kadar çalışmaya devam edilip edilmeyeceği hususudur.
Cevap net:
İşçi derhal fesih hakkını kullanmış ve ihtarname çekmiş ise ihtardan sonra ise
gitmemelidir. İşyerine tebligat ulaşana kadar çalışmaya devam etme gibi bir durum
yoktur. Aksine böyle yapılırsa ihtarnamede işi bıraktım diyen kişi kendisi ile çelişmiş
olur ve sanki fesihten vazgeçmiş gibi bir görüntü oluşur ki bu da ilerleyen aşamalarda
büyük sıkıntılara sebep olur. Ihtarnamede belli bir tarihte iş bırakacağınızı belirtti
iseniz de bu durumda belirttiğiniz tarihe kadar çalışıp o tarihte iş bırakmalısınız.
Değerli okurlar uygulamada kafa karışıklığı olan durumları izah etmeye çalıştık.
Faydalı olmasını temenni ediyoruz. Saygılarımla....